27 Temmuz 2012 Cuma

Tarih ilerler mi, doner mi?

Bir tuccar kervanin birine takilir, gidecegi yere gider, ticaretini yapar. Donunce memleketine, gezdigi yerlerden gizemli hikayeler anlatir. Bursa'dan Isfahan'a gitmis bir ipek kervaninin tuccari Bursa'ya geri dondugunda etrafini sarmis ve merakla onu dinleyen aile efradina ve akrabalarina bu gidilmemis, gorulmemis diyarlardan haberler verir, tevaturler, egzotik hikayeler anlatir; onlara tadilmamis lezzetler ikram eder.

Bu tarz bir hikaye anlaticiligi ve bu nev'i sahsina munhasir "gazetecilik" zamanla eskidi ve unutuldu ama bu gelenek simdilerde tarihin devr-i daimiyle tekrar gun yuzune cikmaya basladi. Ozellikle twitter ve blog siteler gibi sosyal medya aparatlarinda belirgin olan bir fenomen bu. Herkes gazeteci olmus; dunyanin bir kosesinden geleneksel medyanin erisemeyecegi haberler veriyor, fotograflar cekiyor. Moskova'da bir ogrenci, son baskanlik seciminden sonra Putin aleyhine katildigi binlerce kisilik bir gosteride gozaltina alinmis ve henuz karakola goturulurken, kendisine polisler tarafindan siddet uygulanmasi sonucu kipkirmizi olmus kolunun fotografini gizlice cekip tweetleyivermisti. Fotograf kisa zamanda gitgide yayilmis ve olay geleneksel medyada haberlere tasinmisti.

Tabii burada, dikkat edilecek olursa, temel paradigma olarak aldigim veri tarihin bir gelisim cizgisi uzerinde dogrusal olarak ilerledigi inanci degil. Ben bunu bizatihi ahistorik buluyor ve aydinlanmacilarin kibirli akillarina teslim ediyorum. Zira, onlarin dilinden konusacak olursak, bu paradigma zaten Rousseau, Kant, Hume gibi neo-modernler ve Nietzsche, Freud gibi post-modernler tarafindan coktan sallandi. Burada temel paradigma olarak aldigim veri Ibn Haldun'un tarihin devirlerden olustuguna dair teorisidir.

Iste boyle; sosyal medyanin sohretinin yayilarak geleneksel medyanin yerini almasi belirtilerden sadece birisi: Zizek'in dedigi gibi, ahir zamanlarda yasiyoruz artik. Tarihin bilmem kacinci devrinin ahir zamani, yeni bir devrin arefesi...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder