3 Ekim 2012 Çarşamba

Hayattan kareler (2)

Komunistlerin patavatsizliklarina kiziyorum. Kulturlerine, gecmislerine ve medeniyetlerine yakinlik hissetmediklerinden oturu, bu yakinligi hissedenlerin rituellerine hic saygi duymuyorlar genelde. Belki cok azi, az bir saygi duyuyor. Sizin "onemli"leriniz onlar icin, genellikle, onemsiz. Patavatsizlik demem bu sebepten.

Butun bu dusuncelerim birkac seferdir komunist arkadaslarla yasadiklarimdan mutevellit. Gecen gun yine bir arkadasimla bulusacaktim. Yaninda benim tanimadigim komunist bir kiz ve erkek arkadasini getirmis. Erkekle normal olarak tokalastik ilk anda. Komunist kiz ise, ilk kez goruyor olmasina ragmen tanisma esnasinda beni oyle bir optu ki, abartmiyorum, yanaklarimda on-onbes saniye boyunca tukurugunun islakligini hissettim. Kucuk bir tacize ugradigimi hisseder gibi oldum. Benim rahatsiz olabilecegim belli ki onun icin hic onemli degildi. Diyeceksiniz ki kiz bir sapik olabilir; bunun komunist olmakla ilgisi ne? Maalesef komunist arkadaslarla yasadiklarim bundan ibaret degil. Onlardan, insanlarin degerlerini onemsemeyen, onemsememekle birlikte saygi da duymayan baska davranislar da gordum. Zannediyorum tek tek hepsini anlatmaya luzum yok. Ayrica tanisma sonrasinda ettigimiz sohbetten kizin epeyce zeki ve bilgili oldugunu ve sapik falan da olmadigini anladim.

Komunistlerin bu zamanda bile boyle utopist, ucuk kacik bir idealin hala arkasindan gidebilecek kadar dirayetli ve idealperest olmalarina hep bir acidan hayran kalmisimdir. Bu nedenle komunist arkadaslarla takilmak, sohbet etmek genelde oldukca hosuma gider. Ah bir de su patavatsizliklari olmasa...